19 Aralık 2009 Cumartesi

yılbaşı hedıyeleri

yenı yıl ve yenı hedıyeler için tıklayın lütfen


http://missdominikastylebox.blogspot.com/2009/12/dominikadan-hediye-cekilisi.html

ve burda da bırbırınden guzel hedıyeler var acele edin kaçırmayın

http://makyajperisi.blogspot.com/2009/12/makyaj-perisinden-hediyeler.html

10 Aralık 2009 Perşembe

kıymalı açma



malzemeler:

hamuru için
3 yumurta
1 paket oda sıcaklıgında margarın
1 bardak ılık süt
1 paket yaşmaya
1 tatlı kaşığı tuz
1 tatlı kaşığı şeker
aldığı kadar un

iç malzemesi
250 gr kıyma
1 sogan
yarım demet maydonoz
karabıber kırmızı pul bıber

yapılışı:
hamur için malzemelerin tümü karışıp kulak memesı kıvamında hamur hazırlanır ve hamurun mayalanması için en az 30-40 dakıka bekletılır.

bu arada iç malzemesi hazırlanır kıymaya yarım bardak su konup çekene kadar pişirilir sonra 1 kaşık yag ılave edılıp ınce dogranmış soganlarda katılıp kavrulur.
en son olarak maydanoz ve baharatları ilave edilip iç soğumaya bırakılır.

mayalanan hamur istenılen şekılde yapılıp tepsıye konur ve tepsıde de en az 15-20 dakıka mayalanması beklenır en son yumurta sarısı sürülüp fırına verılır.

bu hamurdan en az 50-60 adet arası yukardakı şekılde yaparsanız açmanız olur.

afiyet olsun

9 Aralık 2009 Çarşamba

patik



ogluşa bayram arefesınde memleketım ÇAN'a giderken yolda ördüğüm patikler
yalovada başlayıp bandırma da biten kapkalın patıklerımız okadar sıkı örmüşüm ki
ayakkabı gıbı duruyor
ve çok kullanışlı çok kısa sürede olabılen patıkler

not: örgü patıklerın altına muhakkak sılıkon tabancasıyla mınık noktalar yapın ki parkelerde kaymasın

lipton kış çayı




son zamanlarda deneyipde en memnun kaldıgım çay

lipton kış çayı ekinezyalı

biraz burnunuz mu aktı boganız mı gıcıklanıyor hemen için bir iki kere

hiç bır şeyınız kalmıyor

herkese öneririm

bağışıklık sistemi


dün derya baykalın programında bu tarifi verdıler sn.erkan topuz hocanın bağışıklık kuvvetlendırıcı formülüymüş ve bu sabah hemen yapıp yedık bıle ailecek

ben bir ölçü yaptım siz kalabalıksanız sayıları çogaltın

1 tane portakal
1 tane limon
1 tane greyfurt
1 tane mandalına

kabukları elma sırkesınde ovarak yıkanacak kabuklarıyla beraber robotta parçalanıp
kesınlıkle toprak güveç kabında sadece bır tıkırdayıncaya kadar pişecek ve bu karışım istenıldıgı kadar yenecek.

ilaç kullanan ve kanser hastaları greyfurt yerıne turunç koymalıymış.

h1n1 grıbı aslında hepımıze saglıklı beslenmeyı ögrettı yeme alışkanlıklarımızı bıle değiştirdık eskıden sadece hasta olunca kullandıgımız zencefil mesela artık bizim evde her yemege tuz gıbı gırer oldu. pazar gunu tarhana çorbasını zencefille yaptım örneğin ve tadıda süper oldu deneyin derim

4 Aralık 2009 Cuma

domuz gribi

artık herkes h1n1 yani a grıbı veya o hiç sevmediğimiz hayvan domuz grıbı virüsü denen hastalıkdan korunmak amakçlı tedbırler alarak yaşıyoruz dün sabah trt deki günbegün programında ismini alamadığım doktor bir tarif verdi düzenli olarak içildiği takdirde vucut direncını arttırıp bağışıklık sistemını kuvvetlendirdiği ve virüslere karşı da koruma sağladığını bahsetti işde tarif

1 tutam zencefil
1 tutam kekik
1 tutam sarı kantaron
1 tutam meyan kökü
1 tutam adaçayı
3 adet karanfil
3 adet tane karabiber

1.5 su bardağı kaynamış sıcak suda demlenıp içilecek

İSTATİSTİK VAR - PANİĞE GEREK YOK...!
Dünyanın en ünlü tıp fakültelerinden ve uzmanlarından gelen bilgileri derlediğiniz zaman, H1N1 ya da Domuz gribiyle ilgili çok çarpıcı gerçeklerle karşılaşıyorsunuz.
Önce domuz gribinden dünyada kaç kişi ölmüş bu güne değin bir göz atalım: Tam tamına 160 ülkede 1154 kişi.
Avrupa'da 16 bin 556 kişi domuz gribine yakalanmış, ama 34 kişi ölmüş.(Artık domuz gribiyle ilgili istatistikler tutulmadığından, bu sayı artmış olabilir. Ama 2009 yılı ortalarında sayı böyleydi.)
Efendim, yaşamınız süresince:



1. Saldırıdan ölme ihtimaliniz: 250/1
2. Düşerek ölme ihtimaliniz: 325/1
3. Silahla vurularak ölme ihtimaliniz :1400/1
4. Zehirlenerek ölme ihtimaliniz: 5000/1
5. Araba kazasında ölme ihtimaliniz: 5000/1
6. Boğazınıza bir şey takılarak ölme: 9000/1
7. Suda boğularak ölme ihtimali: 71000/1
8. Şimşek çarpması sonucu ölme: 137000/1
9. Köpek tarafından öldürülme: 807000/1
10. Küvette ölme ihtimaliniz: 713000/1
11. Sele kapılıp ölme ihtimali: 2 milyonda bir
12. Yataktan düşüp ölme ihtimaliniz: 331/1
Domuz Gribinden ölme ihtimalinizse: 8 milyonda bir.
(Dünyada bin 154 kişinin öldüğünü temel alırsak)
Yani küvette boğularak ölme ihtimaliniz daha fazla!
Gelelim ortalığı velveleye veren diğer müthiş salgın hastalıklara:
Kuş gribi: Dünya Sağlık Teşkilatı (WHO) verilerine göre, 1 Haziran 2009
tarihine kadar kuş gribinden ölen sayısı 436. Ama 1981'den 7 Temmuz 2009'a kadar 25 milyon kişi AIDS'den öldü.
Dahası da var; 2005'den bu yana Veremden 1.6 milyon kişi öldü.
Hani SARS hastalığı vardı ya? Yetişkinlerde görülen üst solunum yolları enfeksiyonu? Hani milyonları yok edecekti? Ölü sayısı 167!
Domuz gribine yakalanırsanız bir tek ilacı var: Tamiflu
Bu ilacın sahibi GILEAD SCIENCES AŞ. Bu lisansla, ilacı Roche 2016 yılına kadar üretiyor.
Tamiflu'ya bir göz atalım:
1. ABD 25 milyon adet ısmarlamış: Toplam 2 milyar dolar ödemiş.
2. Bugüne kadar 65 devlet de ısmarlamış.
3. Toplam 300 milyon adet
4. Fiyatı 70 dolar. Çarpın 200 milyonla.
Bu Firmanın yani Gilead Sciences AŞ'nin en büyük hissedarı ve Yönetim Kurulu Başkanı kim?
ABD ESKİ SAVUNMA BAKANI DONALD RUMSFELD!

Özetleyelim: Her ay Güney Afrika'da 50 bin kişi AIDS'den ölüyor. Dünyada her gün bin 600 kişi gene AIDS'den yaşamını yitiriyor. Her yıl on binlerce kişi araba kazalarında can veriyor.
Her yıl sadece ABD'de 25 bin kişi cinayete kurban gidiyor. Her yıl 80 bin kişi veremden hayatını kaybediyor.
Ama biz kafayı neye takmışız? H1N1 Domuz Gribine!
Niye? Çünkü ilaç şirketleri ve onların beslemeleri, AIDS, Verem, ne bileyim ben kızamık, kabakulak ya da açlıktan para kazanmıyorlar!
Aşı olun olmayın... Ama önce gerçekleri araştırın, öğrenin.
(Başta Sayın Bilger Duruman olmak üzere bir çok profesör ve doktora teşekkürler, saygılar)
AZİZ ÜSTEL-STAR

23 Ekim 2009 Cuma

karnıbahar çorbası





malzemeler:

6-7 dal şeklınde ayrılmış karnıbahar

1 adet soğan

1 yemek kaşığı un

yarım çay bardağı süt

3 bardak su veya et suyu

yapılışı:

soğan doğranır zeytınyağı ve bir yemek kaşığı tereyağ karışımıyla pembeleşir unda ilave edilip 1-2 dakika kavrulur karnıbahar ilave edilir ve suyu konur pişince blendırdan geçirilir ve yarım bardak sütü ilave edilir tuzu ve karabıberi arzuya göre ilave edilip afiyetle içilir.

not 1:arzu edilirse 2-3 çiçek şeklındekı karnıbahar blendırdan geçirmeden ayrılır ve sonra çorbaya ilave edilir.

2.isteyen bulyon veya tavuk suyu koyabilir çorbaya .

3.veistenırse süt yerıne krema konabılır. ben kalorisinden dolayı koymuyorum.

29 Eylül 2009 Salı

deterjan

temizlikte en çok kullandığım ürün sirke
***bulaşık makınamın parlatıcı bölümüne aldığım günden beri hep elma sirkesi koyarım
***çamaşır makınamı ayda bır kere deterjan bölümüne bır şişe sirke koyup en yuksek ısıda boş çalıştırırım ve asla calgon kullanmam
***bütün yeşil sebze ve meyvalarımı yemeden önce sırkede bekletırım.
***halılarımı camlarımı sildiğim suya mutlaka sirke koyarım.
***her sabah bır bardak ılık suya bır tatlı kaşığı bal ve elma sirkesi koyar içerim.
***yüzüme tonik yerine elma sirkesi ile sürerim.
*** saçlarımı yıkar en son durulama suyuna sirke koyarım.(parlar ve kepek olmaz)




HANIMLARDAN 'TEMİZLİK MADDELERİNDEN UZAK DURUN!' ÇAĞRISI
Biz henüz farkında olmasak da Amerika ve Avrupa ülkelerinde kimyasalların insan hayatını olumsuz etkilediği yüzlerce araştırmayla ispatlanmış durumda. Devlet de sivil toplum da bu konuda çok hassas. Temizlik maddelerindeki kimyasalların zararları tüketicilere sık sık anlatılıyor. Okullarda öğrencilere özel eğitimler veriliyor. Hanımlar da boş durmuyor. Bir yandan evlerinde doğal temizlik maddeleri üretiyor, diğer yandan hazırladıkları web sitelerinden ve bloglardan hemcinslerine 'kimyasal maddeler içeren temizlik malzemelerinden uzak durun!' çağrısı yapıyorlar. Şüphesiz bu tür mesajlar arttıkça ağır kimyasalların kullanıldığı temizlik maddelerinin yerini insana ve çevreye zarar vermeyen alternatifler alıyor. Hatta ürünlerin ambalajı dâhil yüzde 90'ından fazlasının doğaya karışabilir ve geri dönüşebilir olmasına dikkat ediliyor.
İnsanları bu tür arayışlara sevk eden en önemli sebep temizlik maddelerinde kullanılan kimyasalların verdiği zararlar tabii ki. Lavaboların temiz olması için kullanılan maddeler de çamaşırları kirlerden arındıran deterjanlar da insan sağlığını tehdit ediyor çünkü. Mesela, bulaşık makineleri için üretilen tabletler birer teknoloji harikası. Ama bu ürünler katmanlı bir yapıya sahip. Suda belli bir zaman diliminde çözülüyor. En son çözülen kısım ise bulaşıkların ışıl ışıl olmasını sağlayan 'parlatıcı' özelliğine sahip kimyasallar. İçinde kanserojen madde bulunan bu parlatıcıların zararlarını azaltmak için ya 'durulama' programlarını en az iki kez çalıştırmak gerekiyor ya da makineden çıkan bulaşıkları tekrar sirkeli su ile elde yıkamak. Günlük koşuşturmaca içinde kaç hanım böylesi bir zahmete girebilir ki?
AMERİKA'DAKİ BİR ÇOK HANIM DETERJANLARDAN UZAK DURUYOR
Diyelim ki bulaşıklar makinede değil de elde yıkandı. Makinede yıkanan elbiseleri ikinci kez elde yıkamak mümkün mü? Veya elbiseleri hangi temizlik ürünüyle yıkamak lazım? Piyasada satılan deterjanların çoğunda yüksek düzeyde fosfat ve klor var. Yanlışlıkla yutulursa çok önemli sağlık sorunlarına yol açıyor bu maddeler. Ayrıca klor, kanalizasyon sistemine karıştığında organiklerle birleşerek 'son derece tehlikeli bir kimyasal' diye tanımlanan 'trihalometan' maddesini üretiyor. Bulaşıklar için kullanılan deterjanların ana maddeleri de petrol kaynaklı. Bu sebeple bakterilerce ayrıştırılıp doğaya tekrar kazandırılamadığı gibi zararlı katkı maddeleri, sentetik esanslar, kokular ve renklendiriciler de içeriyor.
Cahide Akyaldız (32), Amerika'da yaşayan bir ev hanımı. Çevresindeki birçok hanımın kimyasallardan uzak durduğunu söylüyor. Doğal deterjanlara ilginin giderek arttığını belirterek, "Buradaki hanımların takıntıları yok. Onlar için bulaşıkların doğal yolla yıkanması temizliğinden bile daha önemli." diyor. Cahide Hanım evde doğal temizlik ürünleri yapılabilecek maddelerin de marketlerde paketler hâlinde satıldığını anlatıyor.
Aslında aynı maddeleri Türkiye'de de tedarik etmek mümkün. Böylece evlerde zararlı deterjanların yerine kullanılabilecek zararsız temizlik maddelerini basit yöntemlerle yapabilirsiniz. Bunun için çamaşır sodası, karbonat, uçucu bitkisel yağlar, sirke ve boraks gibi maddelerden bir miktar satın almak yeterli. Suda kolayca eriyen, görünüşüyle naftalini andıran boraks aslında doğal kaynaklı bir bor bileşiği... Genelde sabun ve deterjanların temizleme gücünü artırmak için kullanılıyor. Kokuları alma, küf ve bakterilerin üremesini durdurma, leke çıkarma gibi özellikleri bulunuyor. Türkiye'de kilosu 2-3 TL arasında satılıyor. Çamaşır sodası ise yağ ve lekeleri çıkarıyor, sert suyu yumuşatıyor. Karbonat da (sodyum bikarbonat) gıdadan temizlik ürünlerine kadar geniş bir alanda çok amaçlı kullanılıyor. Kötü kokuları alıyor, alüminyum, altın, gümüş, paslanmaz çelik gibi metalleri parlatıyor, leke çıkarıyor, sert suyu yumuşatıyor. Birikmiş mineral ve yağları çözüp camları parlatan sirke de mikropları öldürüyor.
DOĞAL BULAŞIK MAKİNESİ DETERJANI NASIL YAPILIR?
İşte, bu maddeleri kullanarak tahta kaşıklarınızı, bebeğinizin biberonlarını gönül rahatlığıyla yıkayabileceğiniz doğal deterjanları evde üretebilirsiniz. Bulaşıklarınızı daha temiz ve parlak yapacak doğal bir temizleyici için gerekli malzemeler şunlar: Bir bardak boraks (aktarlarda, eczanelerde, kimyasal madde satıcılarında, zirai ürünler satan dükkânlarda kolayca bulabilirsiniz) maddesi... Bir bardak yemek sodası... Aynı bardağın dörtte biri kadar tuz... Dörtte biri kadar limon tuzu, yani citric asit (iri kristalli değil, rondoda toz hâline getirilmişi). Bulaşıklarınızın portakal, limon, mandalina vb. kokması için de bu ürünlerin yağlarından küçük bir miktar.
Yapılışına gelince... Plastik bir kapta önce tuz ve 30 damla yağ iyice karıştırılıyor. Ardından diğer malzemeler de ekleniyor. Kabın içindeki malzemeler iyice harmanlandıktan sonra kapalı bir yerde muhafaza ediliyor. Her yıkama için bu karışımdan 1-1,5 çorba kaşığı kullanılıyor. Bulaşıklarınızın ışıl ışıl olması için de makinenizin parlatıcı bölümünü elma sirkesiyle doldurmanız şart. Kullanılan suyun kireç oranına göre karışıma eklenen yemek sodası ve limon tuzu oranları artırılabilir. Malzemelerin miktarı ne kadar artarsa artsın sağlığa zararlı değil, çünkü tamamen doğal.
Bu karışım bulaşık makinesinde kullanıldığında araç-gereçler hem temizlenecek hem de parlayacak. Üstelik makineden portakal veya limon kokuları gelecek. Yıkama sonrasında bazı cam ürünlerinde hafif su lekeleri kalabilir. Hemen üzülmeyin. Bu görüntüyü ortadan kaldırmak veya daha aza indirmek için kurutma programı biter bitmez makinenin kapağını açarak bulaşıkları havalandırmanız kâfi.
Peki, elde yıkanacak bulaşıklar için neler yapmak lazım? Bunun için de önerimiz şöyle: Bir kalıp doğal sabun rendeleniyor ve üzerini örtecek şekilde içi suyla dolu bir kabın içine konuluyor. Hafif ateşte sabun tozu eritiliyor. İçine yarım tatlı kaşığı boraks ve yarım tatlı kaşığı da çamaşır sodası ekleniyor. Ardından iyice karıştırılıyor. Her yıkamada bu karışımdan bir tatlı kaşığı alıp kullanılıyor. Eğer bu yöntem "Beni çok uğraştıracak" derseniz, bulaşık makinesi için hazırladığınız karışımın aynısını, meyve yağı koymadan yapabilirsiniz. Bundan sıcak suya iki yemek kaşığı ekleyip bir yemek kaşığı da arap sabunu ya da bir çay kaşığı bulaşık deterjanı ilave edebilirsiniz. Bu karışım çok az köpürüyor ama bulaşıkları harika temizliyor ve büyük oranda da su lekesi bırakmıyor.
Mutfaklarda ocak ve fırınları temizlerken kullanılan krem temizleyiciler için de alternatifler var. Mesela temizleyeceğiniz yüzeye biraz karbonat, biraz tuz ve birkaç damla sirke damlatarak hafifçe ovuşturmanız yeterli. Aynı sonucu alacağınızdan emin olabilirsiniz.
Peki, ya yüzey temizleyicileri? Piyasada 'yüzey temizleyici' diye satılan ürünlerin hepsinde insana ve çevreye zararlı kimyasallar bulunuyor. Bunu anlamak için içerik kısmına yazılmış 'anyonik aktif, noniyonik aktif' ifadelerine dikkat etmeniz yeterli. Kimyager Ayşe Kuralay, zararlı kimyasalların ekstra temizleme gücünün olmadığını söylüyor. Ayşe Hanım'ın önerdiği alternatiflere gelince: "Ahşap temizliği için bir yemek kaşığı limon suyu ile iki yemek kaşığı zeytinyağını karıştırın. Karışımın küçük bir miktarını temiz toz bezine dökün ve ahşap yüzeyi dairesel hareketlerle ovun. Karışımı sprey şişesine koyup yüzeye püskürterek de uygulayabilirsiniz."
ODA SPREYLERİNDEN UZAK DURUN!
Genel ev temizliği için de sıcak suyun içine bir yemek kaşığı boraks ile bir yemek kaşığı sıvı arap sabunu koymanız yeterli. Karışım, yerleri dezenfekte edip çok iyi temizliyor. Eğer bu işlemin ardından odanızın hoş kokmasını da isterseniz, o zaman yine doğal bir takviyeye ihtiyacınız olacak. Yarım litre sıcak suyun içine yarım çay kaşığı karbonat, bir çay kaşığı limon suyu ve 3-4 damla bitkisel yağ (yasemin, lavanta, papatya, limon, çay ağacı, çam ağacı yağı olabilir) karıştırıp odaya püskürtebilirsiniz.
Evlerin güzel kokması için asla oda spreyleri tercih edilmemeli. Çünkü oda deodorantları havadaki kötü kokuları yok etmiyor, sadece rahatsız edici kokuları, hoş kokularla örtmeye çalışıyor. Bazıları da burun yollarını yağlı bir tabakayla kaplayıp koku alma duyumuzu engelleyen kimyasallar yayıyor. Oda spreylerinde kullanılan zararlı maddeler arasında ise naftalin, fenol, kresol, etanol, ksilen ve formaldehit gibi maddeler sıralanıyor.
DOĞAL HAYATIN ŞİFRELERİ ONLARDA
Kadınların sık kullandığı çamaşır suyu da çok zararlı... İçinde noniyonik yüzey aktif, klor bazlı ağartıcı (sodyum hipoklorit), sodyum hidroksid ve parfüm bulunuyor. Çamaşır suyu içeren temizlik ürünlerinin kullanımıyla karbon tetraklorür ve kloroform gibi maddeler açığa çıkıyor. Dokuz Eylül Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Odabaşı, bunların kanser riskini önemli ölçüde arttırabileceğini söylüyor. Çamaşır suyu içeren ürünlerin, amonyaklı veya asidik (tuz ruhu, kireç çözücü gibi) temizlik maddeleriyle karıştırılması zehirli gazların (klor gazı ve klor aminlerin) açığa çıkmasını sağlıyor, ortamdaki oksijeni durduruyor ve insanları nefes alamaz hâle getiriyor. Bu tür zararlı maddelerin aşırı teneffüs edilmesi hâlinde solunum yolları ve akciğerde tahribata yol açıyor.
Sema Hastanesi'nden Dermatoloji Uzmanı Dr. Leyla Ertenü ise temizliği yapılan yüzeylerin mutlaka bol su ile durulanması, mekânların uzun süre havalandırılması ve buralarda mümkün olduğunca kısa süre kalınması gerektiğini söylüyor.
Peki, evde bazı yüzeyleri beyazlatmamız, leke çıkartmamız gerektiğinde ne yapmak lazım? Uzmanlar, bunun için amonyaklı değil, oksijenli, yani 'renkliler için kullanılır' ibareli çamaşır sularını tavsiye ediyor.
Çamaşır deterjanlarında insan vücuduna zararlı amonyak ve petrol türevi birçok kimyasal bulunuyor. Bu maddeler suda çözülmüyor. Dolayısıyla fosfat ve formaldehit içeren deterjanlar çok zararlı. Çamaşır deterjanından vazgeçemeyenlerin hiç değilse bu maddeleri ihtiva eden ürünlerden uzak durmaları uzmanlarca tavsiye ediliyor. Ayrıca astım hastaları ile alerjiye hassas bünyesi olanlar ve egzamaya yakalananların piyasadaki deterjanları kullanmaması, bunların yerine sabun tozu ve çamaşır sodasını tercih etmeleri önemli görülüyor.
Aynı şekilde zararlı pek çok kimyasaldan üretilen yumuşatıcılar da terk edilmeli. Kaldı ki çamaşır sodası sudaki kireci çözerek çamaşırların kaskatı kesilmesini önlüyor. Sabunun içindeki gliserin de çamaşırları yumuşatmaya yetiyor. Beyaz çamaşırlar beyazlığını koruyor, renkliler de canlılığını muhafaza ediyor bu yöntemle. Yalnız marketlerdeki her sabun tozunu da satın almamak gerekiyor. Yüzde yüz doğal, soğuk pres yöntemiyle üretilmiş olanlar tercih edilmeli. Sıradan sabunlara köpürmesi ve güzel kokması için zararlı kimyasallar ekleniyor çünkü.
Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde denetimler ciddiyetle yapılmadığından birçok temizlik ürününde hangi kimyasal maddelerin kullanıldığı tam olarak etiketlere yazılmıyor. İçindekiler kısmının yetersiz olduğunu gören bilinçli tüketiciler de alternatif arayışlara giriyor. İşte onlardan birileri de yüksek kimya mühendisi Kudret Livaoğlu ile Fatma Betül Şahin. Her iki hanım da çocuk sahibi olduktan sonra market raflarını süsleyen onlarca kimyasalın çocuklarına vereceği zararı düşünerek mesleki birikimlerini bu konuyu araştırmada kullanmaya başlamışlar. Yurtdışındaki bilimsel çalışmaları yakından takip etmişler. Arkadaşlarına "Kimyasallardan uzak durun!" mesajı vermişler hep. Ellerindeki notlar fazlasıyla birikince bunları kitap hâline getirmişler.
Mozaik Yayınları'ndan çıkan kitaplarının ismi Zararlı Kimyasallardan Korunma Yöntemleriyle Sağlıklı Hayat. Kitapta gıda katkı maddeleri, içecekler, gıda işleme sırasında oluşan toksik maddeler, pişirme ve saklama kapları, ambalajlar, ağır metaller, tarım ilaçları, genetiği değiştirilmiş gıdalar, fonksiyonel gıdalar, kozmetikler, temizlik ürünleri ve toksin arındırma yöntemleri anlatılıyor. Eser hem adını bile duymadığımız kimyasallar hakkında bilgi veriyor hem de onların zararlarını anlatıyor. Ayrıca kimyasalların doğal alternatiflerini de gösteriyor.
Kimya mühendisi Kudret Livaoğlu, kitap dışında Ar-Ge (Araştırma-Geliştirme) çalışması da yapıyor: "Genelde sorun yaşadığımız ürünleri seçtim. Çocuk altlarını temizlemek için kullanılan ıslak mendiller de hiç sağlıklı değil. İçinde petrol türevi kimyasallar var. Bundan dolayı çok sıkıntı yaşadığımız için önümüzdeki günlerde bunun üzerinde çalışmak istiyorum."
Kimya Mühendisi Fatma Betül Şahin'e göre, her insanın cildinde zamanla ağır metaller birikiyor. Özellikle de civa ve alüminyum. Bu maddeleri detoks banyoları, egzersiz ve sauna ile atmak mümkün. Şahin, vücudumuzu hangi bitkilerle temizleyeceğimizi ise şöyle açıklıyor: "Deve dikeni tohumu güçlü bir antioksidandır, karaciğer koruyucudur, hücre yenileyicidir. Zerdeçal da kanserojen maddelerin atılmasına yardımcıdır. Yeşil çay kanser oluşumunu engeller. Tarım ilaçlarının kalıntılarının atılmasını sağlar. Ayı üzümü de böbreklerin temizlenmesinde etkilidir. Karnıyarık otu çekirdeği ise kalın bağırsağın florasını koruyup toksinlerin karaciğerden uzaklaşmasına yardımcıdır. Tarım ilaçları kalıntılarına karşı da herkes tarafından bilinen keten tohumu etkilidir. Ayrıca B1, B2, C, A ve E vitamini bulunan yiyecekler de sıklıkla tüketilebilir."
Aksiyon

24 Eylül 2009 Perşembe

temizlik ve amway



dogaya verdiğimiz zararlar bize çok kötü geri dönmeye başladı

seller dolular ozon tabakasının delinmesi vs

kulllandıgımız temizlik malzemeleride dogada çok uzun seneler yok oluyor ve en önemlisi sularımızı kirletiyor o nedenle her zaman doğaya ve kendimize zarar vermeyen ürünleri kullanamalım

yıllardır kullandıgım ürünler AMWAY

herkese tavsiye ederim LOC la yerleri sil suyu çiçeklerine dök işde okadar dogal herşey

12 Eylül 2009 Cumartesi

kış hazırlıkları




ramazandı bayramdı derken kışa yavaş yavaş girer olduk.
bende derin dondurucumu yazın en güzel sebzeleriyle tıka basa 6 çekmeceyide doldurdum.neler yokki
15 kilo yarım kilolukpoşetlerde vişne
12 kilo rendelenmış ve küp küp dogranmış domates
en az 30 tane mısır
mürdüm ve yeşil erik şeftali kızılcık 4-5 kilo fasulye engınar barbunya vs vs kısaca her şey






ve çok azda olsa deneme olarak turşu yaptım


bakalım sonuç ne olacak


11 Temmuz 2009 Cumartesi

babamı cennete yolladım

hayatımın en zor günlerini geçiriyorum...

canım çok yanıyor okadar üzgünüm ki bu yokluğa nasıl alışacağım bilmiyorum

21 yıl önce annemi kaybettikten sonra babam benim için hem anne hem baba olmuştu

ve ani hastalığı ile 18 günlük yoğun bakımdan çıkamadı

06.07.2009 günü kendisini ebedi istirahatkarına yolladık

mekanın cennet olsun babacım

gittiğin yerde rahat uyu

21 Mayıs 2009 Perşembe

çan dan manzaralar


















21 günlük çanakkale çan memleket gezimiz sona erdi ve evimize döndük şimdı istikamet ise trabzon ctesı yola çıkıyoruz umarım fotograf makınam ozamana kadar düzelir ve güzel fotoğrafları sizle paylaşırım






17 Nisan 2009 Cuma

dergi










seninledergisi harıka örnekler olan bu kitabı hediye edıyor kaçırmayın





ahşap boyama



yıllar önce boyadıgım ve süreklı kullandıgım tepsım

portakal zamanı


kurutulmuş portakal kabuklarını mozaik pastada sütlü tatlılarda
öneririm süper bir lezzeti oluyor nasıl yaptığımı sorarsanız


portakal yenir kabukları akşamdan suya ıslatılır.Tencereye kabukların üstüne gelecek kadar su eklenir kaynamaya başlayınca su dökülür ,2ila 3kez bu işlem tekrarlanır kabukların acısı çıkartılır. Soğuk suya tutulan kabukların beyaz yerleri çıkartılır , uzunlamasına kesilerek şekil verilir. Bir su bardağından bir parmak eksik şeker ilave edilerek kabuklar kısık ateşte suyu çekene kadar pişirilir.(yarım çay bardağı su ilave edilerek pişirilir) .Pişen şekerlemeler toz şekerde çevrilerek her tarafına bulanır. Yağlı kağıda serilerek kurutulur .




portakal sevenler son zamanlarını yaşayan bu meyvayı yaza
pastalarda keklerde kullanmak üzre rendeleyip yada minik minik doğrayıp kavanoza arasına bır kaşık şeker koyup dolapta yazın kullanmak üzre saklayabılırsınız


bunlarda sıkılmış portakallar siz naparsınız sıkınca ???
ben hiç bır meyvanın kabuklarını yüzüme güzelce sürmeden atmıyorum
ve biliyorsunuz meyvaların en çok vitamini kabugunun altında
bence bır hafta ne yersenız kabuklarını atmadan yüzünüze sürün ve 10 dak bekleyip ılık su ile durulayın ve cidinizdeki parlaklığa yumuşaklığa şaşıracaksınız

26 Şubat 2009 Perşembe

yarım işlerim



oğluşa evde olan akıllı iple kazak başladım umarım kış bitmeden giyer
kendisi çok yaramaz olduğundan malesef ki onla iş yapmak pek mümkün olmuyor
anca uyudugunda




teyzemize bu converse patiğin beyaz versiyonunu daha önce örmüştük ve dogal olarak çok kirleniyormuş siyah tabanlısını istedi ama ipimiz bitti yarım kaldı


şimdı iplerini aldık ve en kısa sürede tamamlanacak



boyunluk



bu boyunluk ve aynı renk meşhur altınsaatlerdeki şapka ile beraber

izmire gitti

basit hemen bir gecede boyundanlığım olsun dersenız hemen şişi ipi alın buyrun örmeye

ipim evde olan kartopu zambakdı

şiş:6 numara

20 ilmek bir ter bir düz lastik ördüm ve sona dogru 2 ilik açtım

boynunuzun ölçüsüne göre ve iki düğme ile bir gecede boyunluğunuz oluyor

şapka ise 2.5 saatte oluyor benım deyımımle dizi şapkası

süveter





8 yıllık süveterim yakası çok güzel duruyor tavsiye ederim bogazlı yaka gıbı lastik örüp

kenarını dikmeyınce böyle oluyor.süveter hep v yaka olacak değil ya

bence bide böyle deneyin

19 Şubat 2009 Perşembe

denedimbiliyorum





bu güzel siteyi duydunuz mu??

http://www.denedimbiliyorum.com/ bugün kapım çaldı ve kargocu bu

güzel ipana ürünleriyle dolu kutuyu getirdi.

kendilerine çok teşekkürler bende deneyip begendıklerımı tanıdıklara

önereceğim sizde üye olun fırsatlardan yararlanın

15 Şubat 2009 Pazar

blog ödülü





blogger da yeniyim ama böyle anlamlı bir ödülü sevgili arkadaşım

http://hobiperisi.blogspot.com/ dan alınca çok mutlu oldum



hala sayfamın şablonunu bile ıstedıgım gıbı yapamamış olsamda

ödüle layık gören arkadaşıma çok teşekkürler



benimde bunu birilerine vermem lazım



bende blogcudan tanıdıgım sevgili arkadaşlarıma vereyım ozaman



MAVİANNE



LALE ABLACIM



ve SİBOŞA

yelek




bu yelek ve şapkası yeni dogum yapan arkadaşıma gitti.
güle güle kullansın

13 Şubat 2009 Cuma

şapka








konu şapka olunca dayanamıyorum


geçen gün deryalı günlerde filizce bu şapkayı yaptı bende hemen evde olan yünle başladım


yapımı çok kolay


isterseniz burdan bakabilirsiniz


9 Şubat 2009 Pazartesi

şapka








beyaz şapkada bitti

büyük halanın ördüğü atkıla birlikte yeğen betüle gidiyor.

güle güle giysin

şimdi ne renk örsem acaba ....

7 Şubat 2009 Cumartesi

şapkacı geldiii








en sevdiğim şey şapka örmek

çabucak bitiyor olması güzel

uzun süren işler zaten beni sıkıyor

son günlerde de deli gibi bu şapkadan örüyorum

çok zevkli örmesi

açıklaması burda http://altinsaatler.blogcu.com/sac-orgusu-yuvarlak-sapka_6595811.html

kendısine teşekkurler

babet


pembiş babetler bitti ve yola çıkmaya hazır...(küçük teyzemize izmire gidiyor)
sizce nasıl olmuş
nasıl yaptığıma gelınce
ipim simli iple nako saten karışımı
önce tabanı ördüm yukarı dogru bıraz daralttım
sonra üzreındekini örüp diktim

polar telefon kılıfı





evde kalan polar kumaşı elimde katladım

ve ustune bır yüz örüp cırtlarınıda dikince

uyduruk bır telefon kılıfım oldu...

artık telefonum üşümüyor

ev ayakkabısı



ogluşun örgü ev ayakkabıları

5 Şubat 2009 Perşembe

lohusa şerbeti







ve olmazsa olmaz lohusa şerbeti ikramınızı ufacık bır kurdela ılede şık

yapabılırsınız.

bu tepsıyı dogumdan bır gun once acele ıle boyayınca sonuç bu oldu


bır suru boyama tepsım olmasına ragmen ılla herşey mavı olacak dıye tutturunca eee bıde ayın 15 ıne kadar çalışıp 22sınde de dogum yaparsanız herşey karışıyor
son gun tepsı boyadım ve o son gunde ılla çıkolatamı kendım süsleyeceğim deyınce gece 10 a kadar ugraştım ve sabah 7 de hastaneye yattım
ve bir lohusa şerbeti tarifi

LOĞUSA ŞERBETİ

Malzeme
½ kg. lohusa şekeri 5 su bardağı toz şeker 15 adet karanfil 3-4 kabuk tarçın 15-20 bardak su
Hazırlanışı
• Bir tencereye su, şeker ve lohusa şekeri konulur ve yarım saat kaynatılır.• Kabuk tarçın ve karanfiller bir tülbente sarılır ve tencerenin içine atılarak kaynatmaya devam edilir.• Hazırlanan şerbet süzülerek arzuya göre sıcak veya soğuk ikram edilir.


3 Şubat 2009 Salı

bebek odaları için fikirler





oglumun odasındakı mavi tafta fonun kenarlarına kurdela ıle fıyonklar yapıp dıktım aralarada nazar boncukları çok şık oldu ve perdeden kalan kumaşlar ıle lambayı süsledım






yukarıdaki minderin maliyetı sadece 5.50ytl



kadıköydekı cuma pazarını bilmeyen yoktur



işde orda ınanılmaz kumaşlar vs aklınıza ne gelıyorsa bulunuyor
yukarıdakı minderın kopıtonelı grısını 2 ytlye aldım
içine kalın ve yumuşak olsun dıye kalın bı elyaf aldım oda 2 ytl
kenarındakı lastıklı fısto ıse 1.5 ytl ve şimdı o minder okadar çok işe yarıyor ki ve benımde dikiş bılgım sadece duz dıkışden ıbaret acemı oldugumdan herşeyı once elımde dıkıyorum sona da makınala saglamlaştırıyorum.










bu yukarıdaki sepet benım çok işime yarıyor en azından herşey toplu duruyor
kapitone, boncuklar ve kurdela bıde olmazsa olmaz yaratıcı gücünüzün silahı
silikon tabancası ile sonuç yukarda